KOSTAS OKUDU, BİZ ANLADIK !

Yazı: Hüseyin ÇOBAN
Fotoğraflar: Ferhat GÜNGÖR, Hüseyin ÇOBAN
AMASRA MÜZESİ BAHÇESİNDE BULUNAN BİR MEZAR TAŞINDA YAZILI OLANLARI OKUYUP ANLAYABİLECEĞİNİZİ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Bilgi tarihten süzülen en önemli hazinedir. Eski çağlardan günümüze kalabilmiş tarihi eserler ise onları koruyabildiğimiz, anlayabildiğimiz, okuyabildiğimiz ölçüde insanlık tarihimizin gerçek hazinesi olan bilgiye bizi ulaştıracaktır.

Amasra Kent Kültürü Araştırmaları grubu olarak bizler de her zaman tarihin ve kültürün izlerini paylaşmak için projeler üretiyoruz.

Amasra’nın tarihi eserlerinin sergilenmesine katkıda bulunmak ve kentin gizli hazinelerini ortaya çıkarmak için çalışıyoruz. www.amasra.net sayfalarında paylaşıyoruz.

Amasra Müzesi değerli eserlerinin bir bölümünü bahçesinde sergilemektedir. Ancak bunların birçoğu açıklamaya ve tanıtıma ihtiyaç duymaktadır. Roma dönemi olimpiyat anıtlarından sütun başlarına, Bizans eserlerinden Osmanlı mezar taşlarına kadar pek çok eser üzerindeki yazıların okunmasını ve uygun araçlarla meraklılarına tanıtılmasını beklemektedir.

AMASRALI OLİMPİYAT ŞAMPİYONU…

Geçen yüzyıl Amasra’sının en önemli simalarından İbiş ağanın mezar taşında yazanları merak etmez misiniz?

Ya “Kocasını seven iyi ev kadını Lahdi”, ya da Olimpiyat şampiyonu Amasra’lı Aemilianus’un mezar taşında yazılı olan dizeleri bilmek istemez misiniz?

Amasralı Aemilianus 1850 yıl öncesi yazılan mezar taşından size aşağıdaki sözlerle sesleniyor.

Otuzuncu yaş yılım idi bu; babam koymuştu adımı Aemilianus diye; Geminos büyüttü beni soylu bir ailenin insanı. Üç yılda bir Tanrı Euios için ateş yakılarak kutlanan şenliklere mistik bir inançla katıldım ve yarışmalarda birinci idim;ustaydım güreşte, mızrak atmada, pankreasta, disk atmada, koşuda, atlamada bütün ritmik top oyunlarında;bunlardan her biri için çaba harcadı benim eğiticim;Satirde Kyzikos ve Pergamon’a üstün geldim ve Kyzikos çelengini bizzat taşıdım;Pergamon çelengini ise esirgedi benden kıskanç Moira ve bedenimi Felek Dor ilinde yok etti;Kemiklerimi ise vatanıma götürüp eğiticim Geminos, taş bir kutuya koydu ebedi çelenklerle bezeli.
Amasra’da gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen pek çok eser gibi pek çoğu da okunmayı anlaşılmayı beklemektedir…

İŞTE BUNLARDAN BİRİ DE KARAMANİ MEZAR TAŞIDIR.

“GEMİ İNŞA REİSİ”

1993 yılında, “İpek Yolundaki Gemiler” konulu UNESCO projesinin Sakız adasında yapılan sempozyumunda “Karadeniz Gemilerinin Evrimi” başlıklı bir bildiri sunmuştum.
Aynı yılın yazında Projenin koordinatörü olan Yunanistanlı meslektaşım Gemi Mühendisi Kostas Damianidis ile UNESCO projesi sırasında “geleneksel yöntemle yapılmış teknesini aslına uygun restore ettiği için” ödüllendirilen Niko bizi ziyarete gelmek istediler.

Amaçları içinden su geçen Bartın kentini, binyıllardır gemicilere “yataklık eden” Amasra limanını ve ününü duydukları Kurucaşile tekne yapımcılığını yerinde görmekti.

Üstelik bu yolculuğa koruma ödülüne layık görülen tekne ile çıkmışlar ve İstanbul’a gelmişlerdi. Bizim “Çektirme” tipi tekneyi andıran Pereme modeli tekneye ve denizci dostlarımıza Karadeniz yolculuğunda rehberlik etmek eşimle bana düşmüştü.

Karadeniz’in azgın günlerine rastlayan yolculuk sonunda Amasra limanına vardığımızda kent gezisine Müzeden başladık.

Çünkü Meslektaşıma sabırsızlıkla göstermek istediğim “şey” oradaydı.

Amasra ile ilgili bilgilerimizin pek çoğunun kaynağı olan Araştırmacı-Yazar Necdet Sakaoğlu, yaptığımız müze ziyaretlerinden birinde bize “Osmanlı Mezar Taşları” hakkında bilgiler aktarmıştı.

Asker ve idareci başlıkları gibi meslek erbaplarının başlıkları da farklar ve özellikler taşıyordu. Kadınların çiçekli başlıkları, devlet erkanının taşlarında yerini sarıklara bırakıyordu.

Amasra’nın meslek tarihinde önemli yer tutan “Gemi İnşa Reisi” mezar taşının başlığı da ilginç bir özelliğe sahipti. Osmanlıca metinden Necdet Sakaoğlu’nun yardımıyla Gemi İnşa Reisi olduğunu okuduğumuz Mehmet Reisin mezar taşı başlığı da klasik bir Osmanlı sarığı biçimindeydi.

Ancak bu başlık sadece sade bir sarık değildi. “Çiçekli bir ağaç dalı” Sarığın kıvrımları arasına işlenmişti.

Kim bilir beklide yıllarca tekne yapımında kullanmak için kesip gövdesinden ayırdığımız ağaç dallarına saygısını böyle göstermek istemiştir Mehmet Reis.

OSMANLIDA MEZAR TAŞI BAŞLIKLARI

Osmanlı mezar taşlarının başlıkları mezarda yatanın kimlik ve kişiliğine işaret eden sembollerle donatılır. Hanımların mezar taşları, bir kadının incelik ve letâfetini en güzel şekilde ortaya koyan çiçeklerle süslenirken, erkeklerin mezar taşlarında bulunan başlıklar, mezar sahibinin meslek ve meşrebine göre yapılmaktadır.

KOSTAS OKUDU, BİZ ANLADIK!

Bendeniz yeni nesil “Gemi İnşa Reisi” olarak bu bilgiyi Yunanlı dostlarımızla paylaşmak istedim. Mehmet reisin Osmanlıca mezar taşındaki yazıları onlara okudum. Sarıktaki “çiçekli ağaç dalını” gösterdim.

Müze bahçesindeki gezimiz sürerken misafirlerimizin ilgisi başka bir mezar taşına yönelmişti. Bu kadar yıldır ilgimizi bile çekmeyen bir Hıristiyan mezar taşıydı bu. Özelliği Yunan alfabesi ile yazılmış olmasıydı.

Kostas mezar taşındaki yunanca yazıyı okumaya başladı.
O yazıyı okuyor ama anlamıyordu.
Oysa bu yalın cümleleri biz anlıyorduk.
Alfabe Yunanca, ama sözcükler Türkçe idi.
Bu bir Karamani Mezar taşıydı.

Karamani Mezar taşı Amasra Müzesi bahçesinde sergilenmektedir.
KARAMANİ olarak adlandırılanlar Konya ve Kapadokya bölgesinde yaşamış, Hıristiyan inancı taşıyan Türk kökenli insanlardı.

Türkçe konuşan fakat yazı dilinde GREK (Yunan) alfabesini kullanan Karamani’ler 1922 mübadelesi ile Selanik’e göç ettirilmişlerdir.

Amasra Müzesi bahçesinde sergilenen mezar taşı da Karamani’lere aittir ve Yunan alfabesiyle yazılmış yazı, Türkçe sözlerden oluşmaktadır.

Bu mezar taşını lise çağlarında fen derslerinde öğretilen Alfa, Beta, Sigma gibi harfleri hatırlayarak rahatça okuyabiliriz.

Yunan alfabesi ile yazılı bu mezar taşında anlatılanları anladığınızı hayrete görebilir ve insanlık tarihinin engin kültür birikimine sahip olan topraklarımıza saygınızı yeniden tazeleyebilirsiniz…