Amasra öyle kolay varılan, ana yolların hemen yakınında bir turizm kenti değil. Ona ulaşmak için seyahat sever olmak gerekiyor. Onu görebilmek için Batı Karadeniz’ in kıyılarını aşmak gerekiyor. O, yarımadalarıyla, nasıl denizi kucaklıyorsa, ona öyle yaklaşmak ve kucaklaşmak gerekiyor.
Amasra iki adası, bir yarımadası, burunları ve mendirekleriyle denize doğru kulaç atarken, o ismi kara kendi yeşil Denizde, iki koy ve kıvrımlarıyla sanki karaya sığınmak ister gibidir.
İşte bu iç içe geçişin içtenliğinin tadına varmak için AMASRA’YA BEŞ YOL VARDIR. Bu beş yolun her birinin gizemli zenginlikleri daha ilk seyahatinizde sizi iyi bir SEYYAH yapıverecektir.
Birinci Yol; GÖLLER YOLU
Amasra’ya en çabuk ulaşılan yol, Bolu Yeniçağa’ da otoyolu terk ederek Batı Karadeniz’ e ilk adımınızı attığınız yoldur. Eğer gezinizin başına Abant Gölünüde koymuşsanız, Yedi Gölleri’ de programınıza alarak GÖLLER YOLU gezgini oluverirsiniz.
Yeniçağa’ dan kuzeye saparak Eskiçağa’ yı da geride bırakıp Ahçılar diyarı Mengene varsınız. Küçük bir damak tadı molası ziyafete dönüşür.
Ardından Bastonları ile ünlü Devrek. Hemen el yapımı bastonlar ve onların nasıl yapıldığını izleyeceksiniz. Yedi göllerin sapağı Devrek’ten 3 km geridedir ama biz sizi bir baston edinesiniz diye önce Devrek’e kadar götürelim istedik. Çünkü az sonra Yedi Göllerin eşsiz güzellikleri içinde yaya dolaşırken, Devrek Bastonu sizin en büyük dayanağınız, arkadaşınız oluverecek.
Devrek’ten çıkıp Çaycuma’nın Selüloz kokusunu Yoğurduyla dengeleyip Bartın’a varacaksınız. İşte size Ülkemizin, denizden içeriye 10 km seyir yapılabilir tek nehri Bartın Irmağı. Hemen bir tekne kiralayarak, antik ismi PARTENEUS olan bu ırmağı Karadan denize doğru gezebilirsiniz.
Artık Amasra’ya 17 km kaldı. 14. km de Karadeniz görünecek şaşırmayın.
İşte Fatih’in Amasra’yı buradan görüp de ‘’çeşmi cihan bumu ola’’ dediği rivayet edilen bakacak tepesindesiniz.
İşte Kara ile Denizin kucaklaştığı yerdesiniz.
İkinci Yol; SAFRAN YOLU
İster Ankara, ister İstanbul’dan gelin Gerede’de otoyolu terk edip Dünya Kenti SAFRANBOLU’yu görüp Amasra’ya ulaşabilirsiniz. Safranbolu ve köyleri yapı ustalığının beşiğidir. Sokakları, bahçeleri , evleri, çarşıları ile, çağdaş Kent yaşamı için neleri feda ettiğinizin farkına varmanızı sağlayacak ölçüde çarpıcıdır..! Apartman mı ev mi, beton mu ahşap mı soruları kafanızın içinde dönüp dururken o meşhur Safranbolu lokumu ile ağzınızı tatlandırabilirsiniz.
Mağaracılığı sevenler Bulak Köyü Mencilis mağarasını, Yaylaları sevenler ise Ulus Yaylalarını programına almalıdır.
Amasra’ya 90 kilometreniz kaldı. Aman ne güzel 90 km. Hele mevsim sonbaharsa. Bu orman ve vadi yolunda, yaprakların renklerindeki çeşitliliği ve armoniyi unutamayacaksınız. Yol boyunca başka ne renkler göreceğiz merakıyla ne duraklayabilirsiniz, ne de mola verdiğinizde renk sofrasından ayrılabilirsiniz.
Ama yoldur burası geçilip gidilecek, varılacak yer Amasra olduktan sonra.
Üçüncü Yol; DOĞU ve DOĞA YOLU
Bu yol Ankara ve Doğukaradenizden geleceklerin seçebileceği bir başka yoldur.
Ankara’lılar deniz seviyesine inmeden önce bir zirve yapıp Ilgaz dağına, oradan Küre dağlarının yüksek geçitlerine varıp Abana’dan, İnebolu’dan kıyıya ulaşırlar.
Abana güzel bir sayfiye, İnebolu ise tam bir denizci kentidir. Hala sakladıkları Kurtuluş savaşı gazisi ahşap teknelerini görmeden geçmeyin.
Yola devam edeceksiniz ama şimdi sıkı durun; Doğudan batıya Anadolu’nun en az bilinen kıyılarını, ’Paflagonya yalılarını’ geçeceksiniz. Haydi, bu zor ama keyifli olacak yolculuğunuzda bizde size bu satırlarla rehberlik edelim. 100 km lik İnebolu Cide yolculuğu için en az 3 saatimizi ayıralım. Çünkü kıvrım kıvrım vadilerde, kuş uçuşu 100 metelik mesafeleri 1 km yol katederek geçeceğiz. Elimizi uzatsak tutuvereceğimiz karşı yamaçlara dakikalar sonra varabileceğiz.
Ormanla kaplı dağlardan, yeşil vadilerden, gizli kumsallardan, uçurum kenarı yollardan geçeceğiz. Bu yolun sonunda ise sanki bizimle alay eder gibi uzanan 10 kilometrelik dümdüz Cide sahiline ulaşacağız.
Bitmedi, Amasra’ya 3 etabımız daha var. 10 km gidince, Amasra’nın Küçük limanı ve Sinop’un Hamsaros’undan sonra Karedeniz kıyılarının üçüncü doğal limanı Gidros çıkacak karşımıza. Kapandı kapanacak ağzı ile karaya sığınmış bir deniz parçası Gidros.
Sonra Kurucaşile ve Köyleri Kapısuyu ile Tekkeönü Ahşap tekne yapımının geleneksel mekanları. Yüzyılların ustalık diyarları objektiflerimizi hareketlendirecek. Sonra Çakraz ve Bozköy doğal plajları.
Bu uzun yolculuğun sonunda bizi ancak Amasra’nın gün batımındaki o altın renkli panoraması dinlendirebilir.
Dördüncü Yol; BATI KIYI YOLU
İstanbul’dan yolculuğa başlayıp da otoyol yerine KIYI YOLU tercih edenler için bu güzergah trafiksiz ve sessiz bir alternatif yoldur. İstanbul boğazından, Şile’den başlanabilir. Kefken’den Sakarya’ya inilip sonra yeniden kuzeye giderek Karasu’dan Karadenize varılabilir. Yada en başta Sakarya, Karasu etabı ile başlanabilir.
Melen Çayının ağzında, Akçakoca’nın kumsallarında konaklanarak KARAELMAS diyarı Zonguldak havzasına varılır. Ülkemizin yegane taş kömürü maden ocaklarının bulunduğu Ereğli – Zonguldak bölgesi kendine has yüzünü size de gösterecektir. Gene Çaycuma , Bartın yolu sizi Amasra’ya bağlayacaktır.
Beşinci Yol; DENİZ YOLU
Amasra’nın beşinci yolu Karadenizdir. Doğudan, Batıdan, Kuzeyden, nereden gelirseniz gelin, dünyamızın 41 derece 45 dakika KUZEY, 32 dakika 24 derece DOĞU noktasında Amasra feneri 10 saniyede bir çakarak sizi karşılayacaktır. Bin yıllardır denizcilere kucak açmış Amasra limanı Karadenizin Orta Anadoluya açılan en önemli kapısıdır.
Bu kapıdan bu gün yatçılar giriyor. Amasra rıhtımında emin ellere bıraktıkları teknelerinden ayrılıp, hani o Amasra’ ya varan dört yolun güzergahında gezilere çıkıyorlar. Safranbolu’dan Yedi göllere, oradan Batın Irmağına ve Ulus yaylalarına hep bu kapıdan giriliyor. 1950 ve 1960 lı yıllarda Etrüsk ve Tırhan vapurlarıyla Karadeniz kıyılarına yapılan gemi yolculuklarının anılarıyla dolu sahiller şimdi yatçıların akınına uğruyor.
Biri doğal bir koy olan iki limanında AMASRA YELKEN KULÜBÜ’nün Yelkenlileri volta volta dolaşıyor. Amasra misafirlerine bir başka zevk tattırıyor.
1997 yılında başlatılan KARADENİZ YAT RALLİSİ ise her yıl daha da zenginleşerek Karadeniz yat gezilerine ışık tutacak adımlar atıyor.
BU BEŞ YOL DA AMASRA’YA ÇIKIYOR,
VE AMASRA’ LILAR BU BEŞ YOLUN YOLCUSUNU DA
HER ZAMAN SEVGİ İLE KARŞILIYOR.
Yazan : Hüseyin ÇOBAN – www.cobanaboat.com